Emre An köşe yazısı...
Son zamanlarda yerel basının ekmek parasını kazanabilmek ve hayat pahalılığına karşı geçimini sürdürebilmek için yoğun bir mücadele verdiğini fark ettim. Para kazanmanın bu devirde oldukça zor olduğu hele ki basın sektöründe kazanç elde etmenin bu süreçte bir hayli sıkıntılı olduğunu en iyi bilenlerdenim.
Uzun zamandır basın sektöründe yer aldığımdan dolayı çevremden şu soruyu çok duyardım; “Yerel basının gelir kaynağı nedir, kazancı nasıldır?”
İsterseniz mevzuya bu sorunun cevabıyla giriş yapalım ve biraz Van’daki yerel basından bahsedelim.
Bu konuyu biraz eleştiri biraz da özeleştiri yaparak açıklamak istiyorum.
Van’da yerel basın 3’e ayrılır.
1- Resmi ilan hakkı bulunan yerel gazeteler…
Bu gazeteler Basın İlan Kurumu’na bağlı gazetelerdir ve ay sonu yayınladıkları ilan-reklam miktarı kadar bir gelir elde etmektedirler. Her ne kadar ay sonu belli bir gelir elde etseler de, tabii ki Basın İlan Kurumu’ndan ilan alabilmek o kadar kolay değil. Bazı sorumlulukları ve kuralları yerine getirmeleri gerekiyor. Belirli sayıda sigortalı personel çalıştırma zorunluluğundan tutun, basılan gazetelerin kaç adet olduğu ve kimlere dağıtıldığına kadar birçok şey isteniyor.
Bu konuyla ilgili yayınlanan yönetmelik tam 30 sayfa. İşin ne kadar ayrıntılı ve titiz olduğunu siz düşünün. Bu istenen şartların herhangi birinin yerine getirilmemesi halinde resmi ilan alma hakkı durdurulur.
Peki, ilan gelirleri, gazete giderlerini karşılayabiliyor mu?
Eğer günlük yayın yapan bir yerel gazeteniz varsa, mutlaka iyi bir sayfa tasarım editörüne ihtiyacınız vardır. Bunun dışında, size haber toplayacak en az iki muhabire ve internet sitesi editörüne ihtiyacınız olacak. Tabii ki bununla bitmiyor. Gazetenizi bastıracağınız iyi bir matbaaya, basılan gazeteleri dağıtacak iyi bir dağıtım personeline de ihtiyacınız olacak. Muhasebeciniz ve yazı işleri müdürünüz de olmazsa olmaz.
Günümüz şartlarında saydıklarım itibariyle minimum toplam 7 personele ihtiyacınız olacak. Bu 7 personelin SGK primleri ve asgari ücret maaşları 50 Bin TL’nin üzerinde. Bunun yanı sıra gazete baskı maliyetleri, vergiler ve diğer giderleri de eklersek günlük yayın yapan bir yerel gazetenin aylık gideri 100 Bin TL civarında.
Peki, tek gelir kaynağı Basın İlan Kurumu’ndan alınan ilan/reklam ücretleri olan gazeteler aylık 100 Bin TL gelir elde edebiliyorlar mı?
Elbette ki bu mümkün değil. Çünkü eskiye oranla gazetelere verilen ilan sayıları bir hayli düşüş gösterdi.
Peki, bir yerel gazete nasıl ayakta durabiliyor?
Çok fazla ayrıntıya girmeden tek kelimeyle açıklayacak olursak, elbette giderleri azaltarak. Artık 7 personel çalıştırmak yerine 2 personel mi çalıştırırsınız yoksa asgari ücret vermek yerine daha düşük bir maaş mı verirsiniz gerisini siz hesaplayın.
2- Resmi ilan hakkı bulunmayan Radyo, Televizyon, Dergi ve İnternet Haber siteleri…
Resmi ilan verilmeyen Radyo, Televizyon, Dergi ve İnternet Haber Sitelerinin tek gelir kaynağı yayınladıkları reklamlardır. Elbette tıpkı gazeteler gibi bu medya kuruluşlarının da iyi bir personel kadrosuna ihtiyaçları vardır. Tabii böyle bir kadroya sahip olabilmek için ciddi bir reklam geliri elde etmek gerekmektedir. Buda esnafın, işadamlarının ve ilin önde gelen isimlerinin desteğiyle mümkün olabiliyor.
Eğer iyi bir reklam geliriniz yoksa kuracağınız ekipte, personele vereceğiniz maaşta kısıtlı olur. Teknoloji her geçen gün ilerleyip yeni bir boyut kazanınca birçok alanda olduğu gibi basın sektöründe de işler biraz daha kolay ve rahat hale geldi. Gazeteler, dergiler, Radyolar ve hatta televizyonlar bile internet üzerinden yayın yapmaya başladı.
Her ne kadar iş bu noktaya gelip dayansa da ilk başlarda internet üzerinden yayın yapmaya sıcak bakmayanlar da oldu. Fakat internet üzerinden yayın yapan sitelerin reklamlar dışında ekstra bir gelir kaynağı daha var. Buda Google’ın sağlamış olduğu avantajlardan biri olan tıklandıkça kazanma yöntemi. Teknolojinin bu ve bunun gibi avantajları olunca elbette Radyolar, Televizyonlar, Dergiler ve hatta Gazeteler bile teknolojinin bu tür ayrıcalıklarından faydalanmak isteyip internet üzerinden yayın yapmaya tıkla kazan imkânından yararlanmaya başladılar. Hatta bu imkân sadece basın sektöründe değil, birçok sektörde kazanç elde edilmesini sağlıyor.
Hal böyle olunca her önüne gelen internet sitesi kurmaya başladı. Bu özellik henüz yaygınlaşmamışken Van’da belli başlı yayın kuruluşları ve basın mensupları vardı. Fakat bu özellik yaygınlaştıktan sonra Van’da yayın yapan internet haber sitesi sayısında ciddi bir artış oldu ve şuan bu sayı 250 civarında. Yani teknoloji işi kolaylaştırırken ortadaki ekmeği dilimlere ayırdı. Sektör öyle bir hal aldı ki herkes ekmekteki dilimlere ortak olmak istedi. Bu işi sadece basın alanında yetişmiş kişiler değil, sektörle uzaktan yakından alakası olmayan kişiler de yapmaya başladı. Hatta sosyal medya fenomenleri bile takipçi avantajını kullanarak birden kopyala yapıştır yöntemiyle haber paylaşmaya başladı. Yani bu iş o seviyelere kadar düştü.
3- Resmi kurumda çalışıp, masa başı haber yapan internet haber siteleri…
Yerel basının sonradan türeyen ve gün geçtikçe sayısı artan yeni nesil diye adlandırdığımız internet üzerinden yayın yapan mensupları…
Bunların bir kısmı daha önce basın camiasında hizmet etmiş bir kısmı ise sonradan basın camiasına girmiş veya hiç camiaya girmeden resmi kurumlarda basın alanında ya da farklı bir alanda görevlendirilmiş aynı zamanda gazetecilik yapan kişilerdir.
Bu kişiler çalıştıkları Resmi kurumlardan aldıkları sabit maaşla yetinmeyip, kıt kanaat geçinebilen ve üç kuruş kazanabilmek için uğraşanların ekmeklerindeki dilimlere ortak olmaya kalkarak, 3-5 kuruşa kurdukları haber siteleriyle basın camiasında kendilerine yer bulmuşlardır.
Bu basın mensuplarının kurdukları internet haber siteleri için gelir derdi olmadığı gibi gider derdi de yok. Oturdukları yerden ajanslardan havuza düşen veya mail üzerinden gelen bülten haberlerini kopyala yapıştır yöntemiyle yayınlarlar. Gelir derdi yok dediysem kimseden bir beklentileri yoktur anlamına gelmiyor. Elbette ki internet sitelerine verilecek olan reklamlar için en önce onlar talip oluyor.
Yiğidi öldür hakkını yeme demişler, muhakkak aralarında işinin hakkını verenler, bu mesleği büyük bir aşkla yapan, bu meslekten kopamayan ve bu mesleğe yıllarını verip bunu devam ettirmek isteyenler de vardır.
Kimseyi küçümsemiyorum hatta kimsenin kazancında da, gelirinde de gözüm yok. Rabbim hepsine bin o kadar versin. Sadece yerel basın içerisinde böyle bir grubun olduğu gerçeğine de değinmeden geçmek haksızlık olurdu.
Yerel basının kimlerden oluştuğuna ve gelir kaynaklarına kısaca değindik. Şimdi birde yerel basına verilen değerden bahsedelim isterseniz…
Toplum yerel basına ne kadar sahip çıkıyor, ne kadar destekliyor?
Öncelikle şu hususa dikkat çekmek istiyorum. Maalesef batı illerine oranla ilimizde reklam kültürü çok düşük seviyelerde. Haliyle Van’daki esnafın büyük bir kısmı reklamın gereksiz bir şey olduğunu düşünüyor. Hal böyle olunca yerel basın sırtını esnafa dönerek, işadamlarına ve kurumlara avuç açıyor. Buradan da eli boş dönünce belediyelere ve siyasi partilere sığınıyor. Kısacası yerel basına bu memlekette uzun vadeli sahip çıkılmıyor.
Bu arada bahsettiğim sıkıntıları bizzat yaşayıp, umduğu desteği alamadığı için yayın hayatını durdurma kararı alan, Van için kıymetli bir değer olan, Van’ın uydudan yayın yapan tek kanalı Kanal 65’i örnek gösterebiliriz. Bana sorarsanız ciddi bir sorumluluk alarak büyük bir cesaretle, Van adına gurur verici bu girişimin sonu böyle olmamalıydı. Ne yazık ki hak ettiği değeri göremedi. Bahsi geçmişken, Kanal 65’in kurucuları olan Zeki Yiğit ve Orhan Olgun ağabeylerime bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum. Kanaatimce, eğer böyle giderse Van’da yayın yapan yazılı veya görsel birçok yayın kuruluşunun yakın zamanda Kanal 65 gibi yayın hayatına son vermesi sürpriz olmaz.
Buraya kadar Van’daki yerel basının gelir ve giderlerinden, kimlerden oluştuğundan bahsetmemdeki asıl sebep; onların çalışma şartlarını ve gelir kaynaklarının neler olduğunu daha iyi anlayabilmeniz için kısa bir not.
Yerel basın gerçekten ayakta durabilmek için çırpınıyor ve başta halk olmak üzere esnafın, İşadamlarının, Resmi kurumların, Siyasi partilerin, Belediyelerin ve ilin önde gelen tüm isimlerin desteğine ihtiyacı var.
Şimdi gelelim asıl konumuza.
Peki, hemen hemen birçok ortamda Van için “Sahipsiz Memleket” tanımlamasına neden şahit oluyoruz biliyor musunuz?
Kanaatimce bir memleketin asıl sahibi yerel basınıdır. Çünkü yerel basın demek, halk demek. Halkın gözü, kulağı ve sesi demektir. Yerel basın bir memleketin sorun ve sıkıntılarını gündeme getirmeli, gerektiğinde ötelenen hizmetler için işin muhataplarını sorgulayabilmeli, yanlış ve lüzumsuz yapılanları ise eleştirebilmeli. Yerel basın işini ne kadar iyi yaparsa, memlekete de o kadar fayda sağlamış olur.
Peki, sözde Van’daki halkın sesi olan yerel basın, isminin ve işinin hakkını verebiliyor mu?
Bana sorarsanız, başta da belirttiğim gibi Van’daki yerel basın ekmek derdine düştüğünden dolayı işinin hakkını tam manasıyla yerine getiremiyor. İşinin hakkını yerine getirebilenlerin sayısı bir elin 5 parmağını geçmez.
Sözde halkın sesi diye bilinen yerel basın, söz konusu hizmet olunca halk adına herhangi bir belediyeyi eleştiremiyor. Eğer eleştirirse bayramda seyranda veya diğer özel günlerde kendisine verilen birkaç kuruşluk reklamdan mahrum kalacak. Ya da eleştiriye maruz kalan belediye tarafından kendisine yılın belli dönemlerinde verilen birkaç kuruşluk reklamlar kesilecek. Bu sebeple yerel basın belediyeleri karşısına alıp ekmeğinden olmak istemiyor ve bu yüzden belediyelerden servis edilen bülten haberlerini de olduğu gibi yayınlamak zorunda kalıyor. Hâlbuki bir belediye kendisine yapılan eleştirilere açık olmalı. Herhangi bir eleştiri gördüğünde tehditvari veya cezalandırıcı üsluplarda bulunmamalı. Görevini layıkıyla yerine getirip övgüleri hak edebilmeli. Ve bir basın mensubu ise dostluğu ve ticari ilişkileri bir tarafa bırakıp gördüğü yanlışları eleştirerek işinin hakkını verebilmeli.
Bugün halkın arasına girip mikrofon uzatarak belediyelerin hizmetlerini sorarsanız halkın büyük bir kısmının bazı belediyelerin hizmetlerini yetersiz, bazı belediyelerin hizmetlerini gereksiz, bazı belediyelerin ise hiçbir hizmet yapmadıklarını belirterek birçok şikâyetlerini dile getirecektir.
Oysaki Van’daki yerel basına baktığımızda hemen hemen tüm belediyelerin harıl harıl çalıştığını ve sanki Van’da hiçbir sorun yokmuş gibi her şeyin güllük gülistanlık olarak yansıtıldığını görüyoruz.
Elbette ki hak edene hak ettiği övgüde bulunulmalı.
Ama bu memleketin çözüm bekleyen hiç mi sorunu yok? Bu halkın hiç mi sıkıntısı yok?
Tarafsız olması gereken yerel basın bu tutumuyla taraf olmuş olmuyor mu?
Halkın sesi olan yerel basın, halkın düşüncelerini, görüşlerini veya fikirlerini ne kadar gündeme getirebiliyor?
Memleketin bu tür haberlerle güllük gülistanlık gösterilmesi, insanların dertsiz tasasız yansıtılması yerel basının değil, servis edilen bültenlerin olduğu gibi yayınlanmasından kaynaklı aslında.
Parayı veren düdüğü çalar mantığıyla değil…
Parayı veren vezir, vermeyen rezil olur mantığıyla hiç değil.
Rızkı veren Allah’tır deyip haktan yana olanlar kazanmalı.
Uzun lafın kısası, bu memlekette yerel basın birlik olmadığı sürece, taraf olanlar veya asıl mesleği bu iş olmayanlar tek tek ayıklanmadığı sürece, bu memleketin esnafı yerel basını desteklemediği sürece ve herkes işini layıkıyla yerine getirmediği sürece bu memleket hep sahipsiz kalacaktır.
Yorumlar (3)